Formuna dikkat edenlerin dondurma tüketirken günlük beslenmesinden bazı eş değer besinleri çıkartarak rahatlıkla tüketebileceklerini belirten Beslenme ve Diyet Uzmanı Dr. Tuba Kayan Tapan, dondurmanın besin değerleri hakkında bilgilerini aktardı. MükemmelBir Eş Bulmada Etkili Olan Çinli Flört Uygulamaları? Ücretsiz Özellikler Sunan Çin Arkadaşlık Siteleri; Çinli Arkadaşlık Sitesi Seçerken Dikkat Edilmesi Gerekenler; Çin Arkadaşlık Sitelerinde Bir Tarih Puanlamanın İpuçları; Kendinizden Emin Olun ve Detaylarınızda Dürüst Olun; Niyetiniz Hakkında Açık Olun Katılımcılar “Eş seçerken nelere dikkat edersiniz?” sorusunda da %80,5 oranla “İyi huylu olması” yanıtını verdi. Tahsilli olması, iyi bir meslek ve iş sahibi olması ise daha az tercih edildi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise araştırma sonuçlarının iyi okunması ve Birişveren seçerken, şirketle birlikte büyüyebileceğinizden emin olmanız gerekir. İşveren seçerken nelere dikkat etmeniz gerektiğine bir göz atın. PastaSeçimi. Düğün konsepti seçerken dikkat edilmesi gerekenler arasında kesinlikle pastanın da ayrı bir yere sahip olduğunu bilmelisiniz. Pastanın büyüklüğü düğün salonunun kapasitesine uygun olacak şekilde belirlenmelidir. Mevsime uygun bir şekilde meyveli, çikolatalı her yaş grubu tarafından yenebilecek uygun bir Erkeklere hediye alırken aslında bazı önemli hususlar vardır; hediye almayı düşündüğünüz kişinin alışkanlıkları, hoşlandığı ve hoşlanmadığı eşyalar, hedef ve hayalleri, hobileri, mesleği, burcu vb. Dolayısıyla erkeklere hediye seçerken bu noktalara dikkat etmek gerekir. bpuUD. Hayatımızdaki en önemli seçimlerden biri de evleneceğimiz kişiyi seçmektir. Bunun için doğru eş nasıl seçilir sorusuna cevap bulmak gerekir. Ülkemizdeki boşanma istatistiklerine baktığımızda son on yılda boşanmaların %40’a varan oranda arttığı, evliliklerin ise %3 oranında azaldığı tespit edilmiştir. Bununla birlikte boşanma nedenlerine baktığımızda şiddetli geçimsizliğin %97 oranında boşanma sebebi olduğu görülmüştür. Dolayısıyla bu istatistikler doğrultusunda eş seçiminde sıkıntılarımız olduğunu söyleyebiliriz. Eş seçimine karar vermeden önce ilk yapmamız gereken, kendinizi tanımaktır. Öncelikle kendinizin kişisel, kültürel, toplumsal olarak bakış açınızı gözden geçirerek evliliğe hazır olup olmadığınızı, evlilik sorumluğu taşıyıp taşımayacağınızı belirlemeniz gerekir. Çünkü sadece evleneceğiniz kişiye odaklanarak yapacağınız bir seçim, sizi yanlışa götürebilmektedir. Bu nedenle doğru eş nasıl seçilir sorusuna cevap vermenin ilk adımı kendimizi tanımaktır. Özellikle benzer sosyo-ekonomik düzeyden gelme, ailesel yapılarının uygunluğu, ortak kişisel değerlere sahip olma, eğitim düzeyinin yakın olması, dini eğilimlerinin benzeşmesi gibi hususlar eş seçerken göz önünde bulundurulmalıdır. Doğru Eş Nasıl Seçilir ? Dikkat Edilmesi Gerekenler Bunların dışında eş seçiminde; – Seçeceğiniz kişinin kişisel özelliklerine ve hayat felsefesine, – İlgi alanlarına ve nasıl bir hayat yaşadığına, – Aile ve arkadaş çevresindeki davranışlarına, – Kişiliğinizle uyumlu olan özelliklerine, – Güvenilir olmasına, – Size ve çevrenize karşı saygılı olmasına, – Sürekli sizi eleştirip aşağılamamasına ve sizi olduğunuz gibi kabul etmesine, – Sizinle sağlıklı ve açık iletişim kurabilmesine, – Kişinin bağımlılıkları olup olmadığınaalkol, uyuşturucu vs. – Olumsuz kişilik özelliklerine inatçılık, aşırı kıskançlık gibi – Size duyduğu sevgi bağına, – Fiziksel anlamda size uygunluğuna, – Evlilik kurumuna bakış açısına mutlaka dikkat edilerek karar verilmelidir. Doğru eş nasıl seçilir sorusunun cevabı olarak bunları söylemek mümkündür. Tüm bunların yanı sıra evlilik öncesi dönem oldukça önemli bir süreçtir. Evlilik öncesi dönemiözellikle nişan dönemini çok iyi değerlendirmek, eğer uyum sağlanamıyorsa, ilişkiyi evlilik yolunda zorlamamak gerekir. Ayrıca evlenir evlenmez çiftlerin hemen çocuk sahibi olmak istemesi de sıkıntı oluşturabilir. Sonuç olarak çocuk sahibi olma konusunda çiftlerin acele etmemeleri gerekmektedir. Kadın ve erkek ilişkilerinin karmaşık bir yapıya sahip olması nedeniyle zaman zaman ilişkilerde sorun yaşanmaktadır. Ancak önemli olan karşılıklı adım atarak ve uzlaşarak sorunu fark edip, çözebilmektir. Evlilik kararlarının özenli bir şekilde verildiği ve boşanmaların az olduğu günler yaşamak dileğiyle…. Yazar Aile Danışmanı Yurdagül ÇelikBiten Evlilik Belirtileri Nelerdir? Mutlu Evliliğin Sırları Nelerdir? Eş seçerken hangi hususlara dikkat edilmeli? Prof. Dr. Hamdi Döndüren anlatıyor. Evlenmeye niyetlenen bir kişi, sosyal medyadaki yazışma ve paylaşımlarını silmek zorunda kalıyorsa, bir problem var demektir. Eş adayının görmesinden utanılacak şeyler, aslında Rabbimiz’den hayâ etmemiz gerektiği gerçeğini hatırlatmalıdır. Hayatında temiz bir sayfa açmak isteyen bazı gençler, mazilerinde yapmış oldukları hatalar sebebiyle, zor durumda kalabilmektedir. Dedikodu ve söylentiler, eş adaylarının içine vesvese ve fitne sokmalar, kıskançlık ve hasetler, daha yuva kurulmadan ya da -Allah korusun- kurulduktan sonra çiftlerin arasında ciddî problemler oluşturabilmektedir. Bu ve benzeri problemlerin oluşmaması ve gönül huzuru için, anlatmaktan ve anlatılmasından çekinilmeyecek bir mâzî ile evliliğe adım atılmasının önemini gençlerimize izah etmeliyiz. Bu yüzden kızların ve erkeklerin hemcinsleriyle arkadaşlık etmesini; âilelerden bir müddet saklanmasını isteyerek yapılan evlilik tekliflerinin ciddiye alınmamasını tavsiye etmeliyiz. Niyetinde ciddî olan kişi, bu isteğinin hem kendi hem de karşı tarafın âilesi tarafından bilinmesini, bilâkis istemelidir. Kendini olduğundan farklı tanıtmak, kalıcı ve ciddî kusurlarını gizlemek, hâsılı şeffaf ve dürüst olmamak da bir diğer problemdir. Eğer mâzîsinde ahlâkî açıdan İslâmî prensiplere ters birtakım hatalar olmuşsa, bunlar için öncelikle tevbe etmeli; ardından da eş adayı ile bunlar açıkça paylaşılmalıdır. Başkalarından duyulması ihtimali olan hâdiseler hakkında aslâ ihmalkâr ya da çekingen bir tutum sergilenmemelidir. Ömür boyu birlikte olmaya niyet edilen kişi ile risk alarak yuva kurmak; hem kendine hem eşine yazık etmek mânâsına gelebilir. Eş adaylarının evlilik kararı sürecinde istişâre ettiği kişiler ya da aracılar da aynı hassasiyeti taşımalıdırlar. Adayı tanımak için sorulan sorulara etraflıca cevap verilmeli; kaçamak yollara ve te’villere sapılmamalıdır. Hâsılı; gençlerin, görüşlerine güvendiği kişilerle ve âilesiyle gerekli istişareleri yaptıktan sonra karşı tarafa görüşme teklifinde bulunması yerinde olur. Teklifi alan tarafın da istişâreleri tamamlandıktan sonra görüşme gerçekleşmelidir. Birbirleri hakkında doğru dürüst fikir sahibi olmayan gençleri tanıştırmak, her iki tarafın psikolojisi açısından mahzurlar ihtivâ edebilir. Beğenilmemek, beğenmediğini ifade etmeye çekinmek vs. gibi durumlara kapı açılmış olur böylelikle… İstişârelerden sonraki görüşmenin de mutlaka evlilikle sonuçlanmasının gerekmeyeceği unutulmamalıdır. Görüşme, taraflarda olumlu intibâlar bırakırsa, yapılacak etraflıca araştırmaların ardından âileler görüşerek, söz-nişan aşamasına geçilir. “Söz-nişan”, tarafların birbirlerine söz vermeleri mânâsını taşır; ancak bir mahremiyet ve helâllik ifade etmez. Bu sebeple “nikâh akdi” gerçekleşinceye kadar olan süreçte, birbirini yakından tanıma uğruna halvet vs. gibi haramlara düşmekten sakınılmalıdır. Yine bu süreçte, te’sis edilmek istenen evliliğin mahzurlu olduğuna dair geçerli ve meşrû mazeretler ortaya çıkarsa, tarafların nezâket ve kul hakkı prensiplerini gözeterek ayrılabileceği unutulmamalıdır. Geçerli mahzurlar, nişan öncesi yapılan istişârelerde fark edilememiş çeşitli durumlardır. Yoksa tarafların maddî ve dünyevî birtakım istekleri, aslâ tatsızlık vesilesi olmamalı; ümmeti olmakla övündüğümüz Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in ve Ashâb-ı Kirâm’ın mütevâzi ve külfetsiz evlilikleri yolumuzu aydınlatmalıdır. Nişanlıyken fark edilen mahzurlar örtbas edilmemeli; bilâkis nikâhtan sonra ayrılmaktansa, bu dönemde titiz gözlemler ve fikir alış verişleri yapılmalıdır. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in “Hayırlı işleri görmekte acele ediniz.” Müslim, Îman, 186 buyruğuna rağmen maddî ortamın mükemmelliği uğruna nikâh geciktirilmemeli; nazar, hased vb. fitnelerden sakınılmalıdır. Hayatımızın her safhasında olduğu gibi evlilik öncesinde de duâya sarılmalı; Rabbimiz’den şu âyet-i kerîmede ifade buyrulan göz aydınlığı eşler niyazında ısrar edilmelidir “Mü’min kullar Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler ihsan et ve bizi takvâ sahiplerine önder kıl!» derler.” el-Furkân, 74 Ayrıca yuva kurulma aşamasında israftan kaçınılarak, gençlerin borç yükleri ile en güzel yıllarının gölgelenmesine sebep olunmamalıdır. Rabbimiz, evlilik gibi mukaddes bir müessesenin, Batıdaki gibi azalması ve nikâhsız olarak bir arada yaşamaların çoğalması için kasıtlı ve plânlı çalışmaların yapıldığı çağımızda, göz nûru nesiller yetiştirecek İslâm yuvalarının sayısını çoğaltsın. Didar Erdem, Şebnem Dergisi, Sayı 110, Sayfa 38 İslam ve İhsan -sadistik egilimleri olup olmadigi ayrintili sekilde rengine asiri bir egilimi varsa 1. maddenin dogru olabileceginden rahatlikla gozlu olmamalidir.bkz odishon sizi belli hususlara dikkat ederek seçtiğini düşünmediğiniz biri olması. bkz husus abicim husus boşanabilme ihtimalini düşünüp, bir de ortak çocuğunuz varsa, boşanma sonrasında sürebilecek ömür boyu diyaloglara karşı, iletişime geçebileceğiniz birini seçin, asla sinirli ve öfkeli birisiyle beraber olup, siniri nasıl olsa geçer diye beklemeyin mesela. çocuğun ilkokul döneminde, veli toplantısı, gösterisi, yaşgünü gibi çocukla ilgili ortak günlerde biraraya geleceğinizi de düşünüp, sinirleri alınmış, sakin, kaliteli kumaştan birini seçebilirsiniz. eskiyi unutamayıp, eskisini rahatsız edebileceğini, ve sizin de birgün eskisi olabileceğinizi düşünün evlilikte ne tür problem yaşamış olursa olsun, ayrıldıktan sonra, çocuğuna karşı sorumluluğun sadece"para " olmadığının, bunun yanında şevkat, sevgi ve iyi gününde yanında olabilecek biri mi karşınızda ki, ölçün, tartın, en yakın arkadaşlarınıza sorun, ailenize sorun, şimdi ki halini değil, çocuktan sonra en az 10 yıl sonraki hali nasıl olur diye tahlil etmesini isteyin. emin olun, etrafınızda sizi seven dostunuz, arkadaşınız varsa, aday eşinizi gösterince, hemen röntgenini çekiyorlar. teknoloji değişti dostlar. siz siz olun, evleneceğiniz kişinin, ayrıldıktan sonraki, sizi rahatsız etme, tehdit,hakaretbilumum yazılı mesaj ve mail tacizine uğrar mısınız? yoksa uğramayıp, saygı çerçevesinde devam eder mi? medenice, bir de bu gözden bakın ve baksınlar gibi kumaşı bozuk bir adamla uğraşmak zorunda kalmazsınız böylece yıllarca. bkz kötü şeyler hep en iyilerin başına gelir horlayıp horlamadığı, son derece önemli.. karşı cinsten olup olmadığına çok dikkat edilmeli. ülkemizde sorun olabiliyor. size bağımlı olmaması. eş seçerken aynı zamanda çocuklarınıza baba/anne seçtiğiniz gerçeğini unutmamak. ha evlenicem ama ondan çocuk mocuk yapmıcam diyorsanız bu kriteri silin, hatta benim bu entryi hiç okumasınız da olurmuş. "insan" olmasına dikkat edin. gönül istenmeyen bir şeye konmuş olabilir. aptal aşık modunda farkedemezsiniz, onun için dostlarınızın uyarılarını dikkate alın. genetik olarak sağlıklı bir yaşam vaadetmesi, kendi genine güvenmiyorsan iskandinavya taraflarından eş bulmak çok faideli. ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri takip etmek için giriş yapmalısın. Anasayfa Yazarlar Özdemir Eş seçimi yaparken dikkat edilmesi gerekenler - 2 Yazının Giriş Tarihi 0630 Yazının Güncellenme Tarihi 0408 Bir yandan baktığımızda çok haklı bir kaygı. Çünkü insanlar her an değişebiliyor. Ama buna biz de dahiliz. Çevre bizi öyle bir şekillendiriyor ki olumlu ya da olumsuz, geçmişe dönüp baktığımızda bir dakika bu ben miymişim diyecek hale hakkında normal karşıladığımız bu durum eş adayımız için de geçerli tabii ki. Ama ben kimsenin geleceğinden, ileride nasıl bir insana dönüşeceğinden mesul değilim. Eş seçerken sorumlu olduğum kısım şu an nasıl biri olduğudur. Ötesini düşünmek benim şimdiye odaklanmama engel olacaktır. Şimdi evimiz için aldığımız çiçeğe geri dönelim. Diyelim ki çiçeğin bana hitap ettiğine karar verdim. Arkasından ikinci olarak bu çiçeğin bakımı nasıl oluyor, ne oranda neye ihtiyacı var? Sorularını cevaplamak geliyor. Evetgenel anlamda her çiçeğin havaya, suya, toprağa ve güneşe ihtiyacı var fakat bir bakıyorsunuz bazı çiçekler az suya ihtiyaç duyarken bazı çiçekler çok suya ihtiyaç duyuyor. Evlenirken dikkat etmemiz gereken ikinci husus da tam olarak budur. “Ya erkekler böyle, kadınlar zaten şöyle!” deyip karşımızdakini tanımadan beklentilerini bilmeden “zanlarımızla” hareket etmek ve seçim yapmak maalesef sonrasında büyük problemler yaşamamıza sebep olabilir. O zaman ben evliliğin ilk aşamasında “eşimin ya da eş adayımın ne oranda neye ihtiyacı var”ı keşfetmeye çalışmalıyım. Yine çiçeğe geri dönelim. Öğrendik ki çiçeğin şu oranda suya, toprağa, havaya, suya ihtiyacı varmış. Sonrasında soracağımız soru şu olmalı kendimize. “Ben çiçeğin bu ihtiyaçlarını karşılayabilecek miyim? Bu maddeye evlilik açısından baktığımızdaysa şöyle bir örnek verebiliriz. Mesela yemek yemeyi çok seven ama bir yumurta kırmayı bilmeyen hatta mutfak işlerinin tamamen kadına ait olduğunu düşünen bir erkekle yemek yemeyi sevmeyen yine yapmaktan da hoşlanmayan bir kadının evlenmesi çok abes olacaktır. Bazen çok basit gördüğümüz durumlar evlilik hayatını zehir edecek güçte olabilir. Evet ben de eşimin bütün ihtiyaçlarını karşılayamam, eşim de benim bütün ihtiyaçlarımı karşılayamaz. “İnsan olmamız bunun için yeterli bir bahanedir. Ama evlilik öncesinde karşılıklı olarak ihtiyaçlarımızın ve vazgeçemeyeceklerimizin farkında olmak daha sağlıklı ve daha bilinçli bir evlilik yapmamıza vesile olacaktır. Eş seçerken nelere dikkat edersiniz?” sorusuna verilen cevaplarda ilk sırayı "iyi huylu olması" cevabı aldı. Türkiye’nin 7 bölgesindeki devlet ve vakıf üniversitelerinde öğrenim gören 3 bin 266 öğrencinin katılımıyla gerçekleşen çalışma ilginç sonuçlarıyla dikkat çekti. Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji bölümü ile İletişim Fakültesi tarafından gerçekleştirilen araştırma, gençlerin aile ve evlilik kurumuna ilişkin güncel tutumlarını ortaya koydu. Türkiye’nin 7 bölgesindeki devlet ve vakıf üniversitelerinde öğrenim gören 3 bin 266 öğrencinin katılımıyla gerçekleşen çalışma ilginç sonuçlarıyla dikkat çekti. Gençlerin % evlilik kurumunu “Mutlu bir beraberlik” olarak tanımladı. Araştırmada “Evlilik niçin önemlidir?” şeklindeki soruya %89,2 oranında “Hayatı sevdiğimle paylaşmak için” yanıtı verildi. Katılımcılar “Eş seçerken nelere dikkat edersiniz?” sorusunda da %80,5 oranla “İyi huylu olması” yanıtını verdi. Tahsilli olması, iyi bir meslek ve iş sahibi olması ise daha az tercih edildi. Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise araştırma sonuçlarının iyi okunması ve anlaşılması gerektiğini belirterek “Z kuşağının kayıp kuşak yani sıfır kuşağı olması istenmiyorsa karakter inşaa eden bir eğitim sistemine gidilmesi gerekiyor” uyarısında bulundu. Üsküdar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı ve Üsküdar Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal sorumluluğunda gerçekleştirilen araştırma, üniversite gençliğinin aile ve evlilik kurumuna bakışını ortaya koymayı hedefledi. “Türkiye Gençlik ve Aile Araştırması” Sonuçları, Covid-19 salgını nedeniyle alınan önlemler kapsamında çevrimiçi düzenlenen basın toplantısında açıklandı. Basın toplantısına Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, Gazetecilik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal katıldı. Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı “Küresel boyutta olumsuz gelişmeler, Türk aile yapısı için de risk oluşturuyor” Günümüz toplumlarında toplumsal değişmenin etkisiyle aileye ve evliliğe yüklenilen anlamların farklılaştığını kaydeden Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı, “Son zamanlarda eşler arası yaşanan geçimsizlik, çatışma ve boşanma oranlarının yükselmesi gerek çiftler üzerinde gerekse evlenmemiş bireyler üzerinde aile ve evlilik kurumuna ilişkin farklı toplumsal, ekonomik ve psikolojik sonuçlar doğurmaktadır. Öte yandan evliliğin özellikle gençler arasında sorgulanmaya başlanması, yeni yaşam biçimlerinin doğmasına yol açmaktadır. Tek ebeveynli aileler, nikahsız birliktelikler, solo tekil yaşamlar aileye alternatif türler olarak ortaya çıkan yaşam biçimleri arasındadır. Bu bağlamda özellikle gençlerin aile ve evlilik kurumuna ilişkin güncel tutumlarının bilimsel alan araştırmalarıyla belirlenerek sonuçlarının kamuoyunun gündemine taşınması önem arz etmektedir. Bu araştırmayla gençlerin aile ve evlilik kurumuna ilişkin tutumlarının geniş bir çerçevede araştırıp analiz ederek, gerek sosyal bilimler literatürüne gerekse uygulayıcılara devlet kurumları, sivil toplum kuruluşları katkı sağlanması amaçlanmıştır” dedi. Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal “Kültürel değerler ve hayata bakış farklılaştı” Gazetecilik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal ise yeni medya teknolojileri ile birlikte gelen ve dünya genelinde yaygın kullanım oranına kavuşan çevrimiçi etkileşimli ortamların iletişim biçimleri ve ilişkileri dönüştürdüğü bir çağda yaşadığımızı belirterek “Özellikle sosyal ağların sağladığı kolay iletişim ve topluluk oluşturma imkanının küresel boyutta olmasıyla, kültürel değerler ve hayata bakış açıları farklılaştı. Önceleri kuşaktan kuşağa değer aktarımı, yakın çevre ile sınırlıyken şimdilerde özellikle daha erken yaşta teknolojiyle tanışan gençler, dünyanın diğer bir ucundaki değeri benimseyip hayata geçirebiliyor. Böylece yaşanılan toplumda farklı yaş gruplarının farklı değerler sistemini hayata geçirmesiyle, iş yaşamı, sosyal yaşam, aile yaşamı ve evliliğe bakış açıları ve davranışları farklılık gösteriyor” dedi. Dr. Öğretim Üyesi Aylin Tutgun Ünal, “Dijitalleşme ile ortaya çıkan “kendi değerler sistemini oluşturma” anlayışı, birlik halinde bulunulan ortamlarda elbette iletişim farklılıklarından doğan anlaşmazlıkları beraberinde getirecektir. Farklı değerler sistemi doğrultusunda, evlilik kararı alsalar bile eşler arası iletişimsel farklılıklar aile birliğini etkileyecektir. Anne, baba, çocuk ilişkilerinin önemini bir kere daha gündeme getiren bu araştırmada anne ve babanın birlikte olup olmaması ve aralarındaki iletişime göre gençlerin evliliğe yükledikleri anlamın farklı olması ve aileye “güven” anlamını yüklemeleri, aile iletişimi ve güven ortamının çocuklar üzerindeki etkisini bir kere daha ortaya koymuştur” dedi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Ailedeki sorunların tespiti ve çözümü için çalışıyoruz” Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan ise toplumun temel taşı olan ailenin öneminin son yıllarda daha da anlaşıldığını belirterek üniversite olarak aile kurumundaki sorunların ortaya çıkarılması ve bu sorunların çözümüne yönelik önerilerde bulunmayı hedeflediklerini kaydetti. Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Aileler Üniversitede Projesi ile güçlü toplum hedefleniyor” Bu kapsamda Üsküdar Üniversitesi ve uygulama ortağı NPİSTANBUL Beyin Hastanesi ile Aileler Üniversitede Projesini hayata geçirdiklerini kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Üsküdar Üniversitesi’nin sosyal inovasyon projesi olan bu proje ile bireyin bilinçlenmesini, dolayısıyla sağlıklı aile ve güçlü toplumu hedefliyoruz” dedi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Sağlıklı ve mutlu bir aile için 5S + 1M kuralını öneriyoruz” Bugün sonuçları açıklanan araştırmanın gençlerin aile ve evlilik kurumuna bakışlarını ortaya koyduğunu kaydeden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, çıkan sonuçlardan yola çıkarak aile içi iletişimin güçlendirilmesi, 5S +1M Güven Modeli ve toplumsal değerlerin öne çıkarılması gerektiğini kaydetti. Tarhan, “Sağlıklı ve mutlu bir aile için odağında manevi birikimler bulunan, sevgi, saygı, sadakat, samimiyet ve sabırı bir arada barındıran bir model öneriyoruz” dedi. Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Z kuşağı, sıfır kuşağı olmasın” Ailenin bir sığınak olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, sağlıklı çocuklar yetiştirmek için sağlıklı ve güven dolu bir aile ortamına ihtiyaç duyulduğunu söyledi. Z kuşağından sonra önlem alınmazsa kayıp bir sıfır kuşağının gelme tehlikesine dikkat çeken Tarhan, çocuklara bilgelik değerlerinin öğretilmesi gerektiğini söyledi. Kayıp bir nesil istenmiyorsa mutlaka önlem alınması gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, “Türk gençliği arafta. Bu araştırma, gençlerin evlilik ve aileye bakışı konusunda alarm verdiğini söylemek mümkün. Eğer önlem alınmazsa 20 yıl sonra İngiltere ya da Hollanda olabiliriz” uyarısında bulundu. Prof. Dr. Nevzat Tarhan “Karakter inşa eden bir eğitim sistemine gidilmeli” Küresel bağlamda kuralsız, gevşek disiplinli, bilinçsiz, sorumluluk almaktan kaçan, bir anomik nesilden bahseden Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 0-6 yaş politakalarının doğru şekilde inşaa edilmesi gerektiğinin altını çizdi. Tarhan, “Gençlerde de karakter inşaa eden bir eğitim sistemine gidilmesi gerekiyor. İnançlı ve bilge bir nesil yetişmesi lazım. Değerlerin öğretilmesi lazım. Bilgeliği eğitim olarak çocuklarımıza öğretmezsek teknolojiyle rekabet edemeyeceğiz. Çocuklara birlikte yaşama bilincini öğretmek gerekiyor. Bu bilinci öğetmezsek benmerkezci kendi çıkarına odaklı bir nesil gelme ihtimali var. O nedenle eğitim sistemimizin yeniden inşaası, ailelerin bu konuda bilinçlendirilmesi ve sosyal projeler yapılması gerekiyor” İfadelerini kullandı. Prof. Dr. Nevzat Tarhan, yerel değerleri korumanın önemine de işaret ederek “Yerel olmayan evrensel olamaz” dedi. 3 bin 266 öğrenci katıldı Çevrimiçi anketle gerçekleştirilen çalışmaya, Türkiye’nin 7 bölgesindeki devlet ve vakıf üniversitelerinde 2019-2020 Akademik Yılında öğrenim gören 18-35 yaş arasında 3 bin 266 ön lisans, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencisi katıldı. %54,3’ü kadın 1770 kişi, %45,7’i erkek 1491 olan katılımcıların %74,1’i lisans, ,6’sı ön lisans, %7,9’u yüksek lisans ve %1,3’ü ise doktora öğrencisiydi. Katılımcılardan %64,3’ü devlet üniversitesi, %35,7’si ise vakıf üniversitesi öğrencisi oldu. Evlilik, mutlu bir beraberliktir “Evlilik sizce nedir?” sorusuna ülke genelinde; yarıdan fazla katılımcı %58,4 “Mutlu bir beraberlik” cevabını verdi. İkinci sırada ise ,5 ile “sorumluluk” yanıtı verildi. “Aşk ve tensel uyum” diyenler %9,8 oldu. Katılımcıların evlilikle ilgili farklı ifadeler kullandıkları dikkat çekti imtihan %2; esaret %1,3; mecburiyet %0,8; alışkanlık %0,7; “çocuk sahibi olmak” %2; “kurtuluş” %0,4. Yarısından çoğu aşk evliliği istiyor “Aşk evliliği mi, mantık evliliği mi tercih edersiniz?” şeklindeki soruya %64,3 oranında genç, aşk evliliği yanıtını verirken; mantık evliliği istediğini belirtenlerin oranı ,7 oldu. Hiç evlenmek istemediğini bildirenlerin oranı ise ,9 olarak belirlendi. Hem aşk hem mantığın bir arada olabileceğini belirten gençlerin oranı ise %7 oldu. Cinsiyete göre aşk evliliği/mantık evliliği karşılaştırıldığında, kadınların aşk evliliğine yönelik görüşlerinin baskın olduğu görüldü. Ayrıca hem aşk hem de mantık evliliğini tercih etmede kadınlar lehine önemli bir farkın olduğu ortaya çıktı. “Evlenmeyi düşünmüyorum” diyenlerin oranında artış gözleniyor “Evlenmeyi düşünmüyorum” diyen gençler, ,6 ile en yüksek Güneydoğu Anadolu bölgesinden çıktı. Bu soruya en az yanıt ise ,2 oranı ile Marmara bölgesinden geldi. Bu soruya tüm bölgelerden yüzde 10’un üzerinde yanıt verildi. Aşk evliliğini tercih edenler, yüksek oranda Ege %66,5 ve Marmara %66,5 bölgesinde iken; bu bölgeleri Doğu Anadolu ve İç Anadolu bölgeleri takip etti. Bu bölgelerde oran yüzde 60’ın üzerinde oldu. Mantık evliliği oranları en yüksek Karadeniz %22,3 ve Güneydoğu Anadolu %22,1 bölgesinde görüldü. İdeal evlilik yaşı nedir? Öğrencilerin görüşlerinden hareketle erkekler için ideal evlenme yaşı olarak 27-28 civarında çıkarken, kadınlarda bu yaşın 25-26 bandında olduğu saptandı. Genellikle tercih edilen evlenme yaşında kadınların erkeklere göre daha küçük yaşta evlenmesi gerektiği belirlendi. Çalışmada katılanlara “En uzun ilişkisinin süresi” de soruldu. Gençlerin yarısı %50 6 ay ile 5 yıl arasında olduğunu belirtirken; “İlişkim olmadı” diyen gençlerin oranı oldu. İlişkisi olmadığını belirtenlerde en yüksek oran İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’da bulundu. . Akdeniz ve Karadeniz bölgelerinde bu oran yüzde 15 civarında oldu. “İlişkim olmadı” diyenlerin oranı en az olan bölge Marmara %9,9 ve Ege oldu. Büyük çoğunluk evlilik kararını tek başına alıyor Evlilikle ilgili karar aşamasında uygun durum sorulduğunda; ülke genelinde %67 oranında gençler “Kararı ben veririm, daha sonra ailemden onay alırım” dedi. oranında katılımcı ise “Kararı ben veririm, aileme danışmam” dedi. Bu durumda neredeyse %80 oranında genç kararı kendi vermek istediğini belirtti. “Kararı ailem verir, sonra benim onayımı alır” diyenlerin oranı ise % gibi oldukça düşük bir oranda kaldı. Aileyle görüş birliği yaparak evlilik kararı almayı bulan gençlerin oranı %20 oldu. Ailesinin karşı çıktığı biriyle evlenip evlenmeyecekleri sorulduğunda “Hayır evlenmem” diyenlerin oranı %65,2 oldu. Evlilik kararı alırken kadınların erkeklere göre ailesinin görüşlerine büyük önem verdiği görüldü. Erkekler bu noktada kadınlara göre kendi kararlarını verebileceğini ve başkasına danışma ihtiyacının olmadığı yönünde görüş belirtti. Ailenin kesin olarak karşı çıktığı biriyle evlenmek istenmesine yönelik öğrencilerin görüşleri incelendiğinde, erkeklerin bu durumda ailesine karşı çıkıp evlenmeyi istediği, kadınların ise evlenmeyi istemediği ortaya çıktı. Bölgelere bakıldığında; Doğu Anadolu bölgesinde %82,2 oranında genç ailesine karşı gelmeyeceğini bildirirken bu oran Güneydoğu Anadolu’da ise %71,4 oldu. Ailem karşı çıksa da evlenirim diyenlerin en yüksek olduğu bölgeler ise %37,6 ile Akdeniz; %36,7 ile Marmara; %35,6 ile Ege; %33,3 ile İç Anadolu Bölgesi oldu. Evlilik aşkı nasıl etkiliyor? “Sizce evlilik aşkı nasıl etkiler?” diye sorulduğunda; %42,1 oranında “aşkı güçlendirir” yanıtı alınırken; %34,9 ile ikinci sırada ise “Tam olarak öldürmese de zaman aşımına uğratır” cevabı verildi. “Sadece evlilik değil uzun süreli ilişkiler de aşkı öldürür” diyenler ,2’dir. Böylece, %48 oranında aşkın zaman aşımına uğrayacağı veya öleceğinin düşünüldüğü ortaya çıktı. Ayrıca %2’lerde seyreden bir grup, aşkın evlilikle birlikte yerini sevgi ve saygıya bırakacağını belirtti. Nikaha ilişkin görüşler sorulduğunda hem resmi hem dini nikah olması gerektiğini belirten gençlerin oranı %76,8 oldu. oranında genç sadece resmi nikah olması gerektiğini, dini nikaha gerek olmadığını düşündüğünü ifade etti. Katılımcıların yarısı iki çocuk istiyor Evlendikten sonra kaç çocuk sahibi olmak istedikleri sorulduğunda; katılımcıların yarısı 2 çocuk %52 derken, %20,4’ü 3 çocuk, %6,7’si 4 çocuk istediğini belirtti. 5 çocuk isteyen %2 oranında genç bulunmuş, 1 çocuk yeterli diyenler ise ,8 oldu. “Çocuk istemiyorum” diyen gençlerin oranı ise %6,8 oldu. Evlendikten sonra istenilen çocuk sayıları incelendiğinde, erkeklerin kadınlara oranla daha fazla çocuk sahibi olmak istedikleri belirlendi. Tek çocuk olursa kız olsun “Sadece 1 çocuk olsa kız mı erkek mi isterdiniz?” şeklindeki soruya ise katılımcıların %33,1’i kız, %21,5’i erkek çocuk istediklerini belirtti. Fark etmez diyenlerin oranı %45,4 oldu. Sadece tek çocuğa sahip olunması durumunda cinsiyet tercihlerinde erkekler ile kadınlarda da benzer sonuçlar olduğu belirlenmiştir. Böyle bir durumda erkekler genellikle erkek çocuğuna sahip olmayı isterken kadınların ise kız çocuğuna sahip olmak istediği görüldü. Bölgeler açısından bakıldığında; kız çocuk isteyenlerin Doğu Anadolu %34,9, Marmara %34,3, Ege %34 bölgesinde daha çok olmakla birlikte, İç Anadolu %32,6 ve Akdeniz Bölgesinde %31,8, Karadeniz Bölgesinde %27,9 de birinci sırada geldiği söylenebilir. Diğer yandan Güneydoğu Anadolu Bölgesinde erkek çocuk isteyenler daha fazla oldu. erkek %20,8; kız ,5. Kadınlar yaşça büyük eş istiyor “Eş olarak seçeceğiniz kişinin yaşı size göre ne düzeyde olmalı?” sorusuna verilen yanıtlar incelendiğinde “Yaşı benden büyük veya benim kadar olmalı diyenler” ilk sırada yer aldı. %27,7. Yaş farkı önemli diyenler %21,2, yaşı benden büyük olsun diyenler ,7, yaşı benden küçük veya benim kadar diyenler ,2 oldu. Eş olarak seçilen kişinin yaşının kendisine göre nasıl olması gerektiği ile ilgili görüşler incelendiğinde, kadınların daha çok kendinden büyük ve aynı yaştaki erkeklerle evlenmek istediği, erkeklerin de kendilerinden küçük ya da aynı yaştaki kadınlarla evlenmek istedikleri görüldü. “Eş olarak seçeceğiniz kişinin eğitim durumu size göre ne düzeyde olmalı?” sorusuna; yüksek oranda “Benimle aynı düzeyde ya da benden yüksek olmalı” yanıtı verildi. %43. “Eğitim farkı önemli değil” diyenlerin oranı %33,1, “Benimle aynı eğitim düzeyinde olsun” diyenlerin oranı ise oldu. Maddi durum farkı önemsenmiyor “Eş olarak seçeceğiniz kişinin maddi durumu size göre ne düzeyde olmalı?” sorusuna; birinci sırada “Maddi durum farkı önemli değil” yanıtı verildi. %45,8. İkinci sırada “Maddi durumu benden iyi ya da benimle aynı düzeyde olmalı” diyenler yer aldı. %31,5. Maddi durumu benimle aynı olsun diyenler ,1 oldu. “Eş seçerken nelere dikkat edersiniz?” sorusuna verilen cevaplar ise şöyle oldu %80,5 – İyi huylu olması %68,4 – Aynı değerlere sahip olması %57,9 – İyi bir aileden olması %54,2 – Benimle aynı dünya görüşünü paylaşıyor olması %41,2 – Güzel/Yakışıklı olması %26,2 – Tahsilli olması %22,6 – İyi bir meslek sahibi olması %20,5 – İş sahibi olması En az seçilen seçenekler ise %3,6 ile “Aynı takımı tutuyor olması”, %4,3 ile “Askerliğini yapmış olması”, %6,5 ile “Zengin olması” oldu. Eş adayının aynı dinden olması önemli Çalışmada katılanlara evlenecekleri kişiyle ilgili düşünceleri de soruldu. Katılımcıların yarısı evleneceği kişinin kendisiyle aynı dinden olmasının önemli olduğunu söyledi. Elde edilen sonuçlar şöyle oldu Genel olarak bilinen tanışma usulleri dışında sosyal medyada tanıştığım biriyle evlenirim. %36,7 Evleneceğim kişinin benimle aynı dinden olması önemli. %56,2 Evleneceğim kişinin benimle aynı memleketten olması önemli. %6,9 Evleneceğim kişinin benimle aynı etnik kökenden olması önemli. %23 Evleneceğim kişinin benimle aynı siyasi görüşten olması önemli. %29,4 Evleneceğim kişinin benimle aynı sosyo-ekonomik statüde olması önemli. %36,5 Evleneceğim kişinin herhangi fiziksel engelinin olmaması önemli. %30,5 Evleneceğim kişinin sağlıklı olması ve herhangi bulaşıcı hastalığının olmaması önemli %60 Evleneceğim kişinin aileme saygı duyması önemli %83,2 Evleneceğim kişinin dürüst olması önemli. %86,4 Evleneceğim kişinin bana ekonomik güvence sağlaması önemli. %39,5 Evleneceğim kişinin bana sadık olması önemli. %85,6 Görücü usulü evlilik çoğunlukla doğru bulunmuyor “Görücü usulü evliliği doğru buluyor musunuz?” sorusuna %42,5 oranında “Hayır” cevabı verildi. Doğru bulan gençlerin oranı ise %25,6; “Bu konuda kesin fikrim yok” diyenlerin oranı ise %31,9 oldu. Bölgelere göre; görücü usulünü doğru bulan %40,5 oranında gencin Doğu Anadolu bölgesinde olduğu bulunmuştur. Bu bölgede doğru bulmayanlar daha azdır %25. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde görücü usulünü doğru bulan ve bulmayanlar eşit orandadır %34,2. Diğer bölgelerde doğru bulmayanlar çoğunluktadır. Sırasıyla; Marmara Bölgesi %45,5, Ege %43,1, Akdeniz %41,9, Karadeniz %40,1, İç Anadolu %37,4. Akraba evliliği sağlıksız bulunuyor “Akraba evliliğinin doğacak çocukların sağlığı açısından olumsuz sonuçlarına inanıyor musunuz?” sorusuna %80 genç “Evet” derken; “Hayır” diyenlerin oranı %9,4 oldu. Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ,5 oranındaki genç bu görüşe katılmadığını bildirdi. Evlenmeden birlikte yaşamak kabul görmüyor “Evlenmeden birlikte yaşamayı onaylıyor musunuz?” sorusuna “Evet” diyenlerin oranı %33,1; “Hayır” diyenlerin oranı ise %51,8 oldu. “Fikrim yok” diyerek kararsız kalanlar ,1 oldu. Birlikte yaşamayı onaylayanlar incelendiğinde en yüksek oranlar sırasıyla; Ege Bölgesi %38,7, Marmara Bölgesi %35,5, Akdeniz Bölgesi %32,9 olurken; onaylayanların azınlıkta olduğu bölgeler; Doğu Anadolu Bölgesi ,7, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ,5 oldu. Katılımcılar evlilik şartları olarak şu faktörleri sıraladı %88,1 – Uygun eş adayı bulmak %82 – İş bulmak %62,6 – Mesleğimde ilerlemek %70,2 – Mezun olmak En düşük orana sahip şartlar ise; Çeyiz tamamlamak %8,9, Araba almak ,8, Ev almak %27,8 oldu. Önceki duygusal ilişkiler engel olarak görülmüyor “Daha önce başkasıyla duygusal birlikteliği olmuş biriyle evlenir misin?” sorusuna; %62,6 oranında genç “Evlenirim” cevabı verirken; %9,2 “Evlenemem” cevabını verdi. “Düşünmedim” diyenler %28,2. Bölgeler incelendiğinde; “Hayır evlenmem” diyenler en çok Güneydoğu Anadolu Bölgesinde görüldü. %26. İkinci sırada onaylamayanlar ise Doğu Anadolu Bölgesinde oranında görüldü. “Daha önce başkasıyla cinsel ilişkisi olmuş birisiyle evlenir misiniz?” sorusunda; evet ve hayır diyenler yakın oranda bulundu. Buna göre “Evet evlenirim” diyenler %37,5; “Hayır evlenmem” diyenlerin oranı ise %38,8 oldu. “Düşünmedim” diyenlerin oranı ise %23,7 oldu. Bölgelere göre bakıldığında “Evet” diyenlerin açık ara farkla “Hayır” diyenlere göre daha yüksek orana sahip olduğu bölgeler Ege %44,3 ve Marmara %41,1 oldu. “Hayır evlenmem” diyenler ise en yüksek Doğu Anadolu Bölgesi Hayır %68,5; Evet ,7 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesinde Hayır %63,6; Evet ,6 bulundu. Kadınlar birlikte yaşamayı reddediyor Evlenmeden birlikte yaşamayı nasıl gördükleriyle ilgili öğrencilerin görüşleri incelendiğinde, öğrencilerin büyük çoğunluğunun bu durumu onaylamadıkları görüldü. Fakat kadınların erkeklere göre bu durumu şiddetle reddettikleri de ayrıca belirlendi. Ayrıca katılımcıların yaşları ilerledikçe bu durumu onaylayanların sayılarında belirgin bir artış olduğu görüldü. Evlenmeden çocuk sahibi olmayı onaylayıp onaylamadıkları sorulduğunda; %82,6 genç hayır derken, %7,5 evet dedi. “Fikrim yok” diyenlerin oranı %9,9 oldu. Evlenmeden çocuk sahibi olunabileceğini onaylayan gençlerin ,3 oranında Ege Bölgesinde, %9,3 oranla Marmara Bölgesinde bulunduğu görüldü. Akdeniz ve İç Anadolu %5’lerde en çok Doğu Anadolu %1,8 Bölgesi ile eşit oranda düşük iki bölge olan Güneydoğu Anadolu ile Karadeniz Bölgesinde görüldü. %2,6. Eşlerin aileleri ile yaşamak “Evlendikten sonra ayrı bir ev açmak yerine eşimin ailesiyle yaşayabilirim” ifadesine katılım düzeyleri incelendiğinde; kesinlikle katılmayan ve katılmayanların toplamı %77,8 oldu. Kararsız olanlar ,4 olup bu duruma katılanlar %5,8’dir. Katılanların çoğu Güneydoğu Anadolu Bölgesinde ikamet etmektedir. Krizler evlilik kararını etkiliyor “Krizler ekonomik, siyasal, salgın aile kurma kararınızı etkiler mi?” sorusu incelendiğinde; “Evet etkiler” diyenlerin oranı %59,4 oldu. “Hayır, etkilemez” diyenlerin oranı %23,1 olurken; düşünmediğini belirtenlerin oranı Yüzde 5 oldu. “Eşinizin çalışma durumuna bakış açınız nasıl olurdu?” sorusuna; %93,5 genç “evet çalışabilir” cevabını verirken; “Hayır” diyenler %2,6, “Hiç düşünmedim” diyenlerin oranı %3,9 oldu. “Evleneceğiniz kişiyle evlilik sözleşmesi imzalar mısınız?” sorusuna; %61,8 oranında katılımcı “Hayır” derken; “Evet” diyenlerin oranı ,8 oldu. “Düşünmedim” diyenlerin oranı %26,5 oldu. “Evlilik sizin için önemli midir?” sorusuna; %82,3 oranındaki genç “Evet” derken; ,7 oranında gencin yanıtı “Hayır” oldu. Evliliğin önemli olmadığını belirtenler bölge bazında incelendiğinde Ege Bölgesi yüksek oranda %22,1 yer alırken; ikinci sırada; Marmara ,3 sonra Akdeniz ,5 geldi. “Evet” diyenler en yüksek oranda Doğu Anadolu Bölgesinde görüldü. %91,6. Evlilik hayatı sevdiğiyle paylaşmak için önemli “Evlilik niçin önemlidir?” sorusuna katılımcıların verdiği yanıtlar ve oranları da şöyle oldu %89,2 – Hayatı sevdiğimle paylaşmak için %73,8 – Daha düzenli bir hayat için %50,8 - Neslin, soyun devamı için %37,5 – Dinimiz emrettiği için %31,1 – Rahat yaşamak için %30,4 – Güvenli yaşamak için %9,7 – Gelenek olduğu için Evlenmekten korkanların oranı %37,5 “Evlenmek sizi korkutuyor mu?” sorusuna; gençlerin yarısı %51,3 hayır derken, %37,5’i “evet” demiştir. Bunu hiç düşünmedim diyenler ,2’dir. Evlenmekten neden korktukları sorulduğunda verilen cevaplar ise şöyle oldu %29,1 – Sorumluluk almaktan korktuğum için Doğu Anadolu %25,4 – Gelecek hakkında iyimser olmadığım için Daha çok Ege Bölgesi %22,8 – Geçim sıkıntısına düşmekten korktuğum için Daha çok Güneydoğu Anadolu %21,6 – Evlenmeden önce yaptıklarımı yapamamaktan korktuğum için Güneydoğu Anadolu %6,9 – Cinsellik hakkında yeterli bilgiye sahip olmamak Daha çok Karadeniz Bölgesi “Anlaşamayan eşlerin boşanması uygun mu?” sorusuna; %87,4 genç uygun olduğunu belirtirken; %2,9 uygun bulmadı. Fikri olmayanların oranı %9,7 oldu. “Çocuğu olanların boşanması uygun mu?” sorusuna; %72,5 uygunluk belirtirken; ,1 uygun bulmadı. Fikri olmayanların oranı ,4 oldu. “Şiddet” boşanma sebebi olabilir düşüncesine katılım düzeyleri sorgulandığında; %83,5 oranında genç “Kesinlikle katılıyorum” derken; ,8’i “katılıyorum” yanıtı verdi. Daha önce başından evlilik geçmiş biriyle evlenir misiniz sorusuna; “evet” diyenlerin oranı %27,5; “hayır” diyenlerin oranı ise %30,7 oldu. %41,8 oranında “fikrim yok” denildi. “Bir imkân doğsa, sırf kendinize daha rahat gelecek sağlamak için yurt dışına yerleşmenize yardımcı olacak bir evlilik yapar mıydınız?” sorusuna “evet” diyenlerin oranı %43 olurken; “Hayır” diyenlerin oranı ise %34,1; “Fikrim yok” diyenlerin oranı %22,9 oldu. “Ailenizle ilişkinizi nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusunda sunulan düzeylere göre; %41,1 katılımcı “iyi” olduğunu belirtti. Çok iyi olduğunu belirtenler %35,9; “orta” diyenlerin oranı , “kötü” diyenlerin oranı %2,8; “çok kötü” diyenlerin oranı %1,2 olarak belirlendi. Katılımcılar, “Kendi kuracağınız ailede, kendi ailenizden farklı olacağını düşündüğünüz konular” konusunda da şu görüşleri verdi %53,9 – Eşler arası iletişim %45,6 – Ebeveyn ile çocuk ilişkisi %51,4 – Aile için rol ve görev dağılımı %27,8 – Çocuk eğitimi ve terbiyesi %21,1 – yakın akraba ve tanıdıklar ile ilişkiler Aile “güven” ifade ediyor “Aile sizin için ne ifade ediyor?” sorusunun karşılığı da tek kelime ile istendi. Bu kelimeler de şöyle oldu Güven ,9 Huzur ,8 Herşey %8,2 Mutluluk %7,2 Sevgi %6,1 Hayat %5,7 Birlik %5,1 Sorumluluk %2,8 Aile sizin açınızdan ne ifade ediyor? Ailenin öğrenciler açısından ne ifade ettiği anne/baba birlikteliği açısından incelendiğinde, anne/babası birlikte yaşayan öğrenciler için “mutluluk” olarak, anne/babasından ikisi ya da herhangi biri vefat edenler için “bağlılık” ve anne ve babası ayrı yaşayan/boşanan öğrenciler için ise “güven” olarak görüldü. Evdeki her türlü iş ortak yapılmalı Katılımcılara evde sorumluluk paylaşımı da soruldu. “Genel olarak eşler arasındaki sorumluluk paylaşımı konusunda ne düşünüyorsunuz?” sorusuna; çoğunlukla %67,8 oranında “Evdeki her türlü iş ortak yapılmalı” ifadesine katılım oldu. Neredeyse eşit oranda katılım gösterdikleri iki seçenek ise “Erkek ve kadının yapacağı işler farklıdır” ile “Kadın işlerle baş edemeyecek duruma geldiğinde erkek yardım eder” ifadeleri oldu. Bu durumda %30 oranındaki gencin, kadın ve erkek görev ve rollerinin farklı olduğunu düşündüğü sonucunu ortaya koydu. Sosyal medya kullanım alışkanlıkları da belirlendi Çalışmada katılımcıların sosyal medya alışkanlıklarına ilişkin de soru yöneltildi. “Sosyal medyaya günde kaç saat bağlanırsınız?” şeklindeki soruya verilen yanıtlar şöyle oldu %46,6’sı günde 1-3 saat, %28,7’si günde 4-6 saat, %6,9’u günde 7 saat ve üzeri bağlanmaktadır. Yani günde 4 saat ve üzeri bağlananlar %35,6’dır. Devamlı bağlı olduğunu bildirenler %6,5 1 saatten az kullananlar ,4 Sosyal medyayı daha çok günün hangi vaktinde kullandıkları sorulduğunda; %43,2’si gün içinde, %28’i hem gün içinde hem de kalkar kalkmaz ve yatmadan önce kullandığını bildirdi. Gece uyumadan önce bağlananlar ,9, sabah uyanır uyanmaz ve gece yatmadan önce bağlananların oranı ,1 oldu. “Sosyal medyada fotoğraf paylaşmadan önce filtre/makyaj uygular mısınız?” sorusuna katılımcıların %38,2’si uyguladığını, %61,8’i uygulamadığını belirtti. En çok yani birinci sırada kullandıkları sosyal medya uygulaması sorulduğunda; %64,5 oranında Instagram; ,4 Twitter; ,9 Youtube kullandıkları bulunmuştur. Facebook %1,6 bulundu. “Daha önce sosyal medyada tanıştığınız biriyle ilişkiniz oldu mu?” sorusuna %42,2’si oldu, %57,8’i olmadı olarak cevap verdi. Hayır diyenler en yüksek oranda Doğu Anadolu %71,4 ve Güneydoğu Anadolu Bölgesinde %70,7 olduğu belirlendi. Yalnızlık algısı da ölçüldü “Kendinizi ne sıklıkla yalnız hissedersiniz?” sorusuna; orta seviyede olan düzey olarak “bazen” diyenler %40,8 bulundu. Nadiren olduğunu %30’u belirtirken; sık sık yalnız hissettiğini bildirenler ; her zaman yalnız hissedenler %5,8 oldu. Öğrencilerin kendilerini ne düzeyde yalnız hissettikleri anne/baba birlikteliği açısından incelendiğinde, anne ve babası bir arada yaşayan öğrencilerin büyük çoğunluğunun bazen kendilerini yalnız hissettikleri belirlendi. Anne ve babası ayrı yaşayan/boşanmış öğrencilerin ise anne ve babası beraber yaşayan öğrencilere göre kendilerini daha çok yalnız hissettikleri tespit edildi. Yayınlanma Tarihi 27 Ekim 2020 Salı, 2100 Bu yazıya 0 yorum yapıldı.

eş seçerken dikkat edilmesi gerekenler